Adim1

INTERNET, WEB SERVER ve WEB TARAYICILARI
1.1. INTERNET
HTML dilini öğrenmenin amacı, ya bir web sayfası ya da bir web sitesi oluşturmaktır. Bir web sayfası ya da bir web sitesi oluşturmak için de bilmek gereken bir çok kural vardır. Bu kurallar ise Internet’ in çalışma tarzından ve protokollerinden doğan kurallardır.
1.1.1. Internet’ in Tarihçesi
Internet, 1970’ lerde Amerika Savunma Bakanlığının çeşitli araştırma projelerinde çalışan bilim adamları, üniversiteler ve araştırma kurumları arasında bilgi alışverişini sağlamak için oluşturulmuştur. Amerika Genelkurmay Başkanlığının Savunma Araştırmaları Proje Dairesi (DARPA) tarafından, hangi bilgisayarın, hangi bilgisayara günün hangi saatinde bağlanacağını ve aralarında bilgilerin hangi ilkelere göre alınıp verileceğini belirleyen bu sistem (ARPANET), bilim adamları arasında haberleşmeyi ve çok büyük bilgisayar dosyalarını alıp-vermeyi o kadar kolaylaştırdı ki, bir süre sonra sistem askeri nitelik taşımayan ve fonu Savunma Bakanlığı tarafından sağlanmamış projelerle ilgili bilgi aktarımında da kullanılmaya başlandı. Üniversiteler, özel firmalara ARPANET sisteminden (ve bu ağ üzerinde oluşturulan USENET sistemi) yararlanma hakkı satmaya başladılar. 1979 yılında Amerika Savunma Bakanlığı, üniversitelerarası haberleşme sisteminin bütün masrafını savunma bütçesinden karşılamanın haksızlık olduğunu belirterek, ARPANET sisteminden desteğini çekeceğini açıkladı.
1980’ lerin başlarında Amerikan Ulusal Bilim Vakfı (NSF), sadece ARPANET sistemine bağlı bilgisayarları değil fakat bazı üniversitelerdeki süper bilgisayarları birbirine bağlamaya karar vermiş ve bu amaçla Cornell Üniversitesi Teori Merkezi (Kısaca, NY), Illionis Üniversitesi Ulusal Süper Bilgiişlem Uygulamaları (NCSA, Urbana, Champaign), Pittsburgh Üniversitesi Süper Bilgiişlem Merkezi (Pennsylvania), California Üniversitesi San Diego Süper Bilgiişlem Merkezi (California) ve Princeton Üniversitesi John Von Neumann Merkezi (New Jersey) arasında TCP/IP standardı ile çalışacak bir bağlantı için harekete geçmişti. Amaç, bu süper bilgisayarları Amerika ye Kanada’ daki bütün bilim adamlarının hizmetine sunabilmekti. NSF, 5 merkez arasında 56 Kbps bir ağ için gerekli parayı sağladı ye bu merkezlerin çevresindeki bütün üniversitelere, fiziken bu ağa ulaşabiliyorsa, bağlanabileceklerini bildirdi. Bu dev bilgisayarlardan yararlanmak isteyen çok sayıda üniversite daveti kabul etti ve Internet’ in çekirdeği toprağa atılmış oldu.
Bir süre sonra kullanıcılar, bu ağın, sadece beş büyük süper bilgisayardan yararlanmaya değil, ağa dahil bilim adamı meslektaşlarına elektronik posta göndermeye, dosya aktarmaya ve haber grupları oluşturmaya yaradığını gördüler. Böylece ağın trafiği birden arttı. Kasım 1987’ de, NSF, Michigan Üniversitesi Bilgisayar Merkezi, Merit şirketine IBM, MCI ve Michigan eyalet hükümetleriyle ortaklaşa, mevcut 56Kbps’ lik ağı 1,544Mbps (ki bu bağlantıya daha sonra T1 adı verilecekti) hızına çıkartma işini ihale etti. Yeni ağ, ilk beş merkez ile Kolorado eyaletinin Boulder kentindeki Ulusal Atmosfer Araştırmaları Merkezi’ ni ve Michigan Üniversitesi’ ni de kapsayacaktı. İhaleden sekiz ay sonra 1 Temmuz 1988’ de T1 omurgası hizmete girmiş ve ilk ay içinde 152 milyon “data paketi” aktarılmıştı. Projenin ortaklarından MCI telefon şirketi Michigan eyaletinin Ann Arbor kentinde Merit binasında 24 saat görev yapacak modern bin ağ denetim merkezi kurmuş ve omurgaya bağlı 13 yerde 170 yerel ağı izleme imkânı sağlamıştı. NSFNET, 24Temmuz 1988 günü 56 Kbps’ lık eski omurgayı kapattı.
Bu tarihte Amerika ve dünyanın çok yerinde üniversiteler ve özel sektör birçok “Bölgesel Internet” kurmuş bulunuyordu, ve bu bağlantı üyeleri, NSFNET’ e girmek için NSF şirketine baskı yapmaya başlamışlardı. Örneğin; Türkiye Üniversiteler ve Araştırma Kurumları Ağı (TÜVAKA) 1986’ da birçok Üniversite ve TÜBİTAK’ a bağlı araştırma merkezini birbirine bağlamış ve bu bağlantıyı, Amerika’ da EARN/BITNET ağı vasıtasıyla, dünyaya açmıştı. 1991-92’ de Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK, bu bağlantıya RIPE adlı ağı ekleyerek network protokolü olarak IP kullanmaya başlamıştı. Bağlantı noktası olarak Fransa yerine Almanya’ nın tercih edilmesi ile 1994’ te Türkiye’nin dış bağlantı hızı 64 Kbps’ a çıkmıştı. Daha sonraki yıllarda, X.25 ağı, kiralık hatlarla hızla gelişecekti.
Amerika içinde ve dışındaki bu baskılar sonucu, Ocak 1989’ da Merit-IBM-MCI ortaklığı, NSF şirketine, ağ hızını arttıracak ve giderek artan yükü kaldıracak bir güncelleştirme programı önerdi. Bu sırada IBM 45 Mbps (buna da T3 bağlantı hızı adı verilecekti) hızda çalışan ilk Router (ağ yönlendirme bilgisayarı) cihazını imal etmeyi başarmıştı. Vakfın verdiği 4 milyon dolar ile, Kasım 1991’ de omurga T1’ den T3’ e çıkartıldı, merkez sayısı 16’ ya, merkeze bağlı ağ sayısı ise 3500’ e çıkartıldı. İşte bu omurga, bugün Internet denilen mucizedir.
Bu tarihten sonra Internet günlük yaşantıya giren bir kelime oldu. Trafik, bir taraftan ticari nitelik kazanırken, diğer taraftan tek omurganın kaldıramayacağı kadar artmıştı. California eyaletinde Santa Clara kentinde Willtel telefon şirketi kendi routerını devreye sokarak, özel şirketlere NFSNET bağlantısı satmaya başladı. Aynı şeyi Federal Hükümet, Washington’ da yapıyordu. Bu gelişmeler üzerine NSF, 1993’ te, Network Access Pornts (NAP, Ağ Erişim Noktaları) adını verdiği dört nokta oluşturacağını ve arzu eden firmanın omurga kurarak, omurgasını bu noktada Internet’ e bağlayabileceğini duyurdu. Açılan ihalenin sonuçlarına göre, bu dört noktadan birincisi San Francisco’ da Bell telefon şirketi, ikincisi Chicago’ da Bell-Ameritech ortaklığı, üçüncüsü New York’ ta Sprint, dördüncüsü New Jersey’ de Pennsauken kentinde Metropoliten Fiber Systems tarafından işletilecekti. Bu noktalardan Sprint şirketine ait olan, Amerika dışı bağlantıları da sağlanacaktı. 30 Nisan 1995’ te, NFSNET resmen kapatılmış oldu. Bu ilk NAP bağlantılarına yeni omurgalar bağlandıktan sonra fiilen bağlantıları bağlama (enterkonnekte) merkezi doğmuş oldu. Fakat zamanla bu da önemini yitirdi, omurga işleticisi firmalar resmi bağlantı yerlerinin dışında da özel bağlantı merkezleri kurdular.
Omurga Nedir?
Bilgisayarlar arası bağlantı şebekesi (ağ, network) genel olarak router denen cihazlarla birbirine bağlanır. Bu cihazlara, yol bulan, yol veren anlamına gelen bu kelimenin verilmesi, cihazın kendisine ulaşan bir veri paketini okuyup, paketi üzerindeki “adrese yollamasından” kaynaklanmaktadır. Internet, birbirine bağlanmış routerlar zinciridir.
Routerlar arası en etkili iletişim yer kabloları ile bağlandığı için günümüzde routerların çoğu telefon sistemi ile birbirine bağlıdır. Telefon teli ile yapılabilecek bir iletişimin hızı ise azami 53 Kbps olabilir. Daha fazla hız için, routerların kiralık daimi bir hat ile birbirine bağlamak gereklidir. Kiralanacak hatların ise taşıyabilecekleri bilgi miktarı (hattın aktardığı elektrik sinyalinin frekansı) kullanılan telden tele ve mesafeye göre değişir. DS-0 (Data Service -0) adı verilen en basit hat, 56Kbps hıza sahiptir. DS-1 hattı kiralanırsa, bu hız 1544 Mbps’ a çıkar. O zaman bu bağlantıya T1 bağlantısı denilir. 45 Kbps hıza sahip hatta DS-2, kurulan bağlantıya T3 adı verilir. Kiralanan hattın optik olmasını arzu edilirse, OC-3 hattı kiralanabilir ve router 155 Mbps ile bilgi alışverişi yapar. OC- 12 hat kiralanacak olursa kapasite 622 Mbps’ a çıkar. Omurga denilen şey, bir telefon firmasının veya benzeri bir başka iletişim şirketinin, routerları arasında kurduğu ana hattır.
“Ulusal Internet Omurga Sağlayıcı” firmalar, birbirleriyle NAP ağında bağlanırlar. Dolayısıyla aslında birden fazla olan omurgalar, Internet kullanıcısına bir tek “bilgi süper otoyolu” gibi görünür. Aslında bu süper otoyolunda, birincisi “Ulusal Internet Omurga Sağlayıcı” şirketler,..., dördüncüsü bizim abonesi olduğumuz IS Sağlayıcıları olmak üzere dört hız seviyesi vardır. Fakat bunu kesin bir kural olarak algılamamak gerekir. Zincirde dördüncü halka olan bir IS Sağlayıcıların, ikinci halkaya bağı T3 bile olabilir. Bu, IS Sağlayıcıların ödemek istediği kiraya bağlıdır. Internet kullanıcısı bir firma, isterse kendi IS Sağlayıcısına kiralık T1 hattı ile bağlanabilir. Ama IS Sağlayıcısına, üçüncü seviye bağlantı noktasına 56 Kbps bir hat ile bağlı ise, bu firma parasını çöpe atmış olur; çünkü binlerce dolar vereceği kablodan, herhangi bir Internet abonesi gibi azami 53 Kbps (56K bile değil) hızında iletişim sağlayacaktır (1).
1.1.2. Internet Nedir, Nasıl Çalışır?
Internet bir demiryolu şebekesine benzetilebilir. Yüzlerce lokomotif ve binlerce vagondan oluşan bir sistemin, sonuç itibariyle aynı raylar üzerinde, belirli bir sisteme göre hareket etmesi gibi, Internet’ te yüzlerce omurga, binlerce omurgalar arası bağ, on binlerce hizmet sağlayıcıdan oluşan bir sistemle, milyonlarca kişiye hizmet sunuyor.
Internet, bilgisayar ağları arası ağ demektir. İki veya daha fazla bilgisayar arasında iletişim kurmak, bir başka deyişle bağımsız bilgisayarları bir ağ halinde birbirine bağlamak için her şeyden önce bu bilgisayarları bir suretle birbirine bağlamak gerektiği gibi bilgisayar ağlarını da birbiriyle alışveriş yapabilir hale getirmek için önce birbiriyle irtibatlandırmak gerekir.
Bu bağ oluşturulduğu zaman, karşımıza bir bilgisayarın birbirine bilgi aktarmalarını ve aktarılan bilginin doğru anlaşılmasını sağlayacak ilkeler üzerinde de anlaşmalarını sağlama sorunu çıkar. Aralarında alış veriş sağlayabilmek için, bilgisayarları ortak bir dil konuşur hale getirmek gerekir. Bilgisayar ağı ve Internet uzmanları, ortak iletişim diline “dil” yerine “protokol” demeyi tercih eder. Bir protokol ise sistemdeki bütün birimlerin birbirine nasıl ve hangi sırayla hitap edeceklerini gösteren ilkeler listesidir.
1.1.3. Internet’ te Kullanılan Protokoller
Bir Web sayfasının ziyaretçinin ekranına kadar kat ettiği yolda, çeşitli protokoller (kurallar) ona eşlik eder. Bunların başında bir bilgisayar ağı olan Internet’in Hypertext dosyalarını ulaştırma kuralları (HTTP) geliyor.
Hypertext dosyalarını olduğu kadar çoklu ortam unsurlarını (ses, video ve diğer grafik unsurlarından oluşan Multimedya dosyalarını) ve bilgisayar programlarını, ağ içindeki bilgisayarlar arasında alıp-vermeye yarayan başka protokoller de vardır.
FTP (File Transfer Protocol - Dosya Aktarma Kuralları) bunlardan biridir. FTP, Internet’ te iki bilgisayar arasında dosya aktarmakta kullanılır. Bu dosyalar herhangi bir veri veya yazılım dosyası olabilir. FTP yönteminden, browser programın serverdan alıp ziyaretçinin ekranında oluşturması uzun zaman alabilecek dosyaların aktarılmasında yararlanılır.
Internet bağlantısını, bir telin iki ucunda bulunan iki bilgisayar arasındaki ilişki olarak görülebilir. Web sayfalarını içeren bilgisayar, Web ilişkisinde “SERVER” (Hizmet eden) diye adlandırılır. Ziyaretçinin bilgisayarı Internet’ e telefon bağlantısı ile bağlı ise “CLIENT” (Müşteri) sayılır. Hizmet veren bilgisayarla, bu hizmetin müşterisi olan bilgisayar (Server ile Client) arasındaki ilişkiyi düzenleyen kurallara TCP/IP (Transmission Control Protocol/ Internet Protocol- Aktarma Denetim kuralları-Internet Kuralları) adı verilir. Gerek HTTP gerekse FTP, müşterinin, sizin bilgisayarınızdan, Web Server olarak adlandırdığımız HTML sayfalarını ve bu sayfaların içinde yer alan resimlerin, grafiklerin, ses ve video dosyalarının durduğu bilgisayardan bilgi isteme ve bu isteğe karşılık verildiğinde verilen karşılığın doğru gelip gelmediğini anlamasını sağlar. Yani, gönderilecek bilginin küçük parçalara ayrılmasını ve karşı tarafta düzgün bir şekilde birleştirilmesini sağlar.
Müşteri bilgisayar ile servis sunan Web Server arasında oluşan bağlantı bazen kesilebilir. Fiziki bağlantının kesilmesi, aktarma işinin tümüyle kesilmesi, sona ermesi anlamına gelmemesi için, Internet Kurallarının IP bölümü, TCP’ ye göre paketlere bölünen bilginin fiziksel olarak bir cihazdan çıkıp diğerine en uygun yoldan gitmesini sağlar. Yani, iki bilgisayar arasındaki bağlantının doğru kanallardan kurulmasını sağlar. Ağları birbirine bağlayan sistemde, Gateway ve Router denen, ana geçitler ve yönlendiriciler vardır. Aslında bu cihazlar kendi başına birer bilgisayardan ibarettir. Router cihazları, kendilerine gelen bilgi paketinin üzerindeki adrese göre doğru yönde ilerlemesini sağlar. Bu işlemi yaparken, evrensel bir adres sisteminden yararlanır. Internet’ te servis sunan bilgisayarlar, başka bir deyişle Web Server, kaynak sayıldığı için, IP, aradığı kaynağı Universal Resource Locator (URL) denilen (Evrensel Kaynak Belirleyici) adres sistemini kullanarak bulur. Aynı kurallar demetinin TCP bölümü ise kurulan bağlantı sayesinde gelen bilgini doğru anlaşılmasını sağlar.
Birden fazla bilgisayar birbirine bağlandığında birbirlerine mesaj gönderme imkanları da vardır. Bu mesaja Elektronik Posta (E-Mail) deniliyor. E-Mail göndermek için de günümüzde Internet’ te iki protokol kullanılıyor. Simple Message Protocol (SMTP, Basit Mesaj Aktarma Protokolü), elektronik mesajların Internet’ te bir server bilgisayardan alınıp, adreste belirtilen server bilgisayarına aktarılmasını sağlayan kuralları içerir. Bu protokole uygun gönderilen elektronik mesaj demeti, en uygun, en elverişli yoldan gönderilir. Post Office Protocol (POP, Posta Dairesi Protokolü) ise server bilgisayarına ulaşan mesajların müşteriye (client) aktarılmasını sağlar. Internet server programlarının her iki protokole uygun elektronik mesaj hizmetleri vardır (1).
1.1.4. Internet ve Web İlişkisi
Aslında her bilgisayar, Merkezi İşlem Birimi (CPU) ile ekran, klavye, CD-ROM sürücü, vb. arasında bir ağ demektir. Böyle bir ağın Internet’ ten farkı iki taraf birbirinin durumuna her an vakıftır; birbirlerinin ne durumda olduklarını her an bilirler. Oysa iki kıta arasında kurulmuş bir Internet ilişkisinde, müşteri hizmet verenin, hizmet veren müşterinin durumunu, bağlantıdaki kesilmeler nedeniyle, bilemeyebilir. TCP/IP, “durumun bilinmediği ilişki” esasına dayanır.
Müşteri bilgisayar servis sunucudan istediğini HTTP veya FTP kurallarına göre talep eder. Bunun için Web Serverın kendisini bulup bu talebi doğruca ona iletmesine gerek yoktur; bu talebi kendisine Internet bağlantısı sağlayan (ISP) firmanın bilgisayarına iletmesi yeterlidir. Bunu yaparken talep ettiği şeyin adını bildirdiği gibi, bulunacağı kaynağı belirlemek için gerekli adresi de (URL) bildirmek zorundadır. Internet hizmeti sağlayan firmanın bilgisayarı, bu talebi ve talebi karşılayacak kaynağın adresini, Internet’ in omurgası olan ana bağlantıyı kuran, bakımını yapan ve ISP firmalarına hizmet sunan firmanın bilgisayarına iletir. Ana omurga firmasının bilgisayarında dünyadaki tüm Internet kaynaklarının listesi ve onlara ulaşmak için hangi omurgadan, kime yol açılması gerektiğini gösteren bir liste bulunur. Ana omurga şirketinin bilgisayarı bu listeye göre, müşterinin talebini diğer bir ana omurga firmasına, o firma da bunu hedef Web Server a ev sahipliği yapan (host) bilgisayara iletir. Bu talep, hedef Web Server a talebin konusu ve talep edenin adresi ile birlikte bildirilir. Sizin müşteri olarak o sırada sadece kendi Internet hizmet sunucunuzla bağlantınız sürmektedir, yoksa sizin bilgisayarla hedef Web Server arasında doğrudan, birebir bir ilişki yoktur. Hedef Web Server, müşteri olarak sizin kim olduğunuzu ve size nasıl ulaşabileceğini, ancak kendisine gelen talebin altındaki adresten bilmektedir. Web Server sizin o anda kendi Internet Hizmet Sunucunuzla arasındaki bağlantının devam edip etmediği ile ilgilenmez. Onun için önemli olan kendisine iletilen talebin karşılığını, talebin altındaki adrese iletmekten ibarettir. Aynı yol bu kez tersine kat edilir; arzu ettiğiniz bilgi sizin ekranınıza ulaşır. Kısaca ne talep sahibi müşteri bilgisayar, ne talebi karşılayan Server bilgisayar, bir diğerinin o anda nerede ve ne durumda olduğu ile ilgilenmez. Bu “durumdan haberdar olmama” hali özellikle Internet’ te ticaret bahsinde çok önem taşır (1).